top of page
  • HanAKCADAG
  • HanAKCADAG
  • HanAKCADAG
  • Han AKÇADAĞ

LITERARY PERSONALITY

Poetry Life & Understanding

Han Akçadağ

 

Pragmatist-hümanist bir dünya görüşü benimseyen Han Akçadağ, şiir anlayışını Anadolu'da yaygın olan ozanlık geleneği üzerine inşa etmiş olsa da Dünya Edebiyatı, Geleneksel Türk Şiiri ve Halk Şiirini sentezlemiş, geleneksel ve modern anlayışları harmanlayan özgün bir tarz ve üslup oluşturmuştur.

 

Kişisel olarak bireysel özgürlüğün toplumun kültürel yapısı içerisinde yanlış yorumlandığını, asıl özgürlüğün, bireysel olarak kişinin kendi iradesiyle aklen, vicdanen, nefsen hür karar alabilmesi olduğunu düşünen yazar; bu yetinin  kullanılabilmesi için akıl ve mantığı kullanabilme becerisinin bireye kazandırılması gerektiğini savunmaktadır. Bireye bu yetilerin kazandırılmasının modern ve evrensel insanı yaratacağını düşünmektedir.

 

Kalıtım kadar katı bir anlayışla birbirinin aynısı olarak yetiştirilen günümüz homo-ekonomik insanının, yaratıcılık, öz benlik ve insanlık değer ve yargılarından uzaklaşarak, yozlaşıp makineleştiğini, monotonlaştığını düşünmektedir. Bu olumsuz durumdan insanın kendine özgü doğası çerçevesinde yetişmesini sağlayarak çıkabileceğimizi böylelikle kendisiyle barışık daha mutlu bir toplum hedefine de ulaşacağımızı sürekli vurgulamaktadır.

 

Yazar, Edebiyatın yalnızca bir anlatı biçimi değil, aynı zamanda bir düşünme, sorgulama ve eleştiri alanı olduğunun da farkındadır. Bunun yanı sıra yazar, şiire bakışının liberal ve serbest örüntülü olduğunu savunur. Bu konuda şiirin evrensel bir dili olduğunu, tarz veya üslup ile sınırlarının çizilmesinin mümkün olmadığını düşünmektedir. Türk şiirinde son derece özgün bir yeri olacağı düşünülen yazar çeşitli şiirsel özellikleriyle hem geleneksel hem modern döneme hitap etmekle kalmayıp aynı zamanda Doğu ve Batı sentezli şiir örnekleri ortaya koymaktadır. Akçadağ, geleneksel ve çağdaş öğeleri harmanlamış, derinlikli bir dil kullanımı ile dikkat çekmektedir.

 

Onun şiirleri hayatın olağan serüvenini çeşitli sosyo-psikolojik ve kültürel etmenlerle inceleyen yeni ve denenmemiş bir şiirdir. Eserlerinde bireysel duygular, felsefi sorgulamalar ve toplumsal temalar sıkça yer alır. Türk şiiri geleneksel yapısı itibarıyla aslında metafizik unsurları bünyesinde bolca ihtiva ettiğinden yazar, bu yönde derin analizlerini mısralarına aktarmaktan geri durmamıştır. Şiirlerinde kullandığı imgeler, insanın zihinsel algoritması tarafından çabucak kabul edilebilen bir derinliğe sahiptir. Şiirleri, yalın ve sade bir dille kaleme alınmış olsa da, okurda derin izler bırakır.

 

Batı edebiyatını da iyi incelemiş olması şairin perspektifini genişletmekle kalmamış aynı zamanda Modern sanattaki soyutlamanın aslında Doğu Edebiyatı için daha uygun olduğunu fark etmesine zemin hazırlamış ve şiirlerini bu yönde geliştirmiştir.

 

Şiirleri genel olarak insan hayatını konu almasının yanı sıra derin psikolojik analizlerini, duyusal ve duygusal süreçleri, tarih ve felsefe ile besleyerek insan olgusunun kaynağına inerek aktarmaya özen gösterir. Başvurduğu imgesel unsurlar ilkel medeniyetlerden günümüz inanışlarına kadar geniş bir yelpazeye dağılmıştır. İnsanı anlamanın insanoğlunun gelişim sürecini bilmekten geçtiğini savunan yazar, atalarının izini şiirinde ön plana çıkarmaktadır.

 

Han Akçadağ, geleneksel şiirden başlayarak modern şiire doğru ivme gösteren çalışmalarında sade dili, yalın anlatımıyla farkını ortaya koymuştur. Şiirin temasına bağlı olarak şiirde kullandığı akustik ( aliterasyon ve asonanslar ) şairin Halk ozanı geleneğinin bir boyutunu da şiirinde yaşattığını göstermektedir. Ayrıca bu, yazarın hangi kavramlara önem verdiğini göstermesi bakımından önemlidir.

 

Her ne kadar modern sanat genel anlamda soyutlamaya dayanıyor olsa da şair, betimlemelerin şiiri soyut bir atmosferde bıraktığını ve bu yaklaşımın şiiri yarım bıraktığını düşünmektedir. Şiirin istenilen görevini üstlenmesi ve mesajı doğru iletmesi için şairin tekrar somutlaştırması yani soyutlaştırdığı kavramı yeniden göz önünde bulunan bir bağlama oturtması gerekir.

 

Han Akçadağ, şiirinin genel çizgilerini " insan ve yaşam eksenine " oturtur. Bu anlamda ilham aldığı bir takım şair ve şiirler olsa da kendini bir cemiyetin içinde taraf olarak görmek istemez. Şiir ona göre " tatlı ve ılık bir yağmur sisidir ve gökyüzüne doğru kendi dansı ve figürleri ile yükselmelidir. " Kürsüye kurulup rahatına bakma lüksü yoktur.

Ona göre iyi bir şairin mutlaka;

·         Kendisi olması gerekir: "Şairin kendi kendisi olabilmesinin tek yolu, hayatını ve kendisinin farkına varmasıdır. Bu bağlamda şairin şiirde daha çok ayırt edici özelliklerini ön plana koyması gerektiğini savunur."

·         Kendi kendine yetmesi gerekir: "Her şair eserinin tohumunu ve geliştirecek iklimini, kendi varlığından almalıdır. Tarz ve üslup olarak kendi harmanını kendi dermelidir."

·         Ve özgün çizgisini koruması gerekir: "Kendisi olan en özensiz eser, başka bir şiirin tınısı üzerine bulaşmış en harika eserden daha kıymetlidir. "

 

Eserleri

 

Popüler Şiirleri :

·         Şiirler 1 (Hep Yarım Kalacaksın)

·         Şiirler 2 (Melankolik Düşler)

·         Şiirler 3 (Zaman, Arzu & İnsan)

·         Şiirler 4 (Rehin Olurum)

·         Şiirler 5 (Aşkı Sor Dervişe)

·         Şiirler 6 (An olur yanarsın)

·         Şiirler 7 (Bir Şiir Düştü)

·         Şiirler 8 (Kaç Sen Kaybolur)

·         Şiirler 9 (Mıh Gibi Aklımda)

 

Şiir Kitapları

·         Hep Yarım Kalacaksın, (2019)

·         Melankolik Düşler, (2020)

·         Canruba Mısralar, (2021)

Edebiyat Ödülleri

 

​ • Uluslararası Edebi Eserler Barış Ödülü , Floran Edebiyat Derneği - Belçika . ( 05.02.2025 )

bottom of page